Konuşmacı | Speaker: Can Candan
Moderasyon | Moderation: Öznur Karakaş
Kürasyon | Curation: Dr. Duygu Kaşdoğan & Doç. Dr. Ebru Yetişkin
1933’te Cumhuriyet gazetesinde Bursa’dan bir haber ile karşılaşıyoruz: “Büyük Reis askeri hastanede yeni bir atom modelinin kâşifinin izahatini dinledi”. 87 yıl sonra Ocak 2020’de Devlet Tiyatroları’nda ‘Radyum Kızları’ oyunu sahneleniyor ve bu oyunda radyoaktivitenin zararlarının bilinmediği 1920’lerde radyodan Madam Curie bize sesleniyor: “Radyumun keşfi, yüzyılın en değerli olanağı. Bugün diş macunundan, çikolataya, boğaz pastilinden, güzellik kremlerine daha bir sürü ürüne kadar her yerde kullanılan radyum nasıl zararlı olabilir?” Biz ise Çernobil’i, Fukuşima’yı ve nice nükleer felaketi yaşamış radyoaktif bir nesil olarak Sıtkı Bey haberlerini okuyup ve Madam Curie’nin sözlerini dinlerken bir yandan da, Akkuyu’da ilk nükleer santralinin inşaatı süren, nükleer uçurumun eşiğindeki Türkiye’nin ahvalini düşünmek durumunda kalıyoruz…
Bu etkinlikte Bağımsız sinemacı Can Candan’ın yeni belgesel projesi Nükleer Alaturka kapsamında gerçekleştirdiği arşiv çalışmalarını öyküler derlemenin bilim ve teknoloji çalışmalarında sahip olduğu mühim role atıfla ele aldığımız sohbetimizde cumhuriyetin ilk yıllarında Sıtkı Beyin nükleer düşüyle birlikte ülkemizde atom enerjisinin ilk defa mevzu bahis edildiği zamanlardan bu yıl devlet tiyatrolarında oynanan Radyum Kızları oyununa nükleere dair imgelemi katettik.
Belgesel sinemacı ve akademisyen Can Candan, lisans derecesini ABD’de Hampshire College’dan sinema-televizyon dalında; sanatta yeterlik (doktora seviyesi) derecesini de ABD’de Temple University’den film ve medya sanatları dalında aldı. 2000’e kadar ABD’de, sonrasında da Türkiye’de film ve medya sanatları konularında çeşitli üniversitelerde ve kurumlarda dersler verdi. 2000’de Türkiye’ye döndükten sonra önce İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde, sonra Sabancı Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2007’de de Boğaziçi Üniversitesi’nin öğretim kadrosuna katıldı. Yönetmenliğini yaptığı uzun metraj belgesel filmler ‘Duvarlar-Mauern-Walls’ (2000), ‘3 Saat: bir ÖSS belgeseli’ (2008) ve ‘Benim Çocuğum’ (2013) yurtiçinde ve yurtdışında üniversitelerde, festivallerde, sinemalarda, televizyonlarda gösterildi, çeşitli ödüller kazandı ve halen uluslararası alanda gösterimleri ve dağıtımları devam etmekte. Can Candan, bir yandan Türkiye belgesel sineması üzerine araştırmalarına, makale ve kitap çalışmalarına devam ederken, bir yandan da dördüncü uzun metraj belgesel filmi ‘Nükleer Alaturka’ üzerine çalışmaktadır.
CareNet ve STS-Barselona araştırma gruplarına üye olan Dr. Öznur Karakaş, Barselona Universitat Oberta de Catalunya’da (UOC) doktora eğitimini tamamlamıştır. İstanbul Galatasaray Üniversitesi ve Europhilosophie Fransız ve Alman Felsefesi üzerine Master Erasmus Mundus programının bir parçası olarak Toulouse Üniversitesi- II ve Prag Karlova Üniversitelerinde felsefe alanında yüksek lisans yapmıştır. Deleuze-Guattari çalışmaları, Ağ-Fail (Actor-Network) Kuramının felsefi arkaplanı, özen/alaka (care) siyaseti ve feminist tekno-bilim araştırmaları kapsamında feminist epistemolojilerle, ayrıca bu kuramların toplumsal hareket araştırmalarında kullanılma imkanlarıyla ilgilenmektedir. Doktora tezinde, Deleuze ve Guattari tarafından geliştirilen agencement kavramı üzerinden 2013 Gezi Hareketinde beden ve duygulanım siyasetini ele almıştır.